Bu rabıta sâir bir müslimânın dahi yapabileceği bir rabıtadır.
Bir tarike bağlı olamak gerekmez.
Vefât etmiş bir velinin ruhuyla karşılaşıp feyz(nûr almağa dayanır.
Necip Fazıl Kısakürek ÜStadın pîri "kuddise sirruh" tarafından anlatılmakta ve asırdaki sahte meşayıh yüzünden şiddetle tavsiye edilmektedir.
Önce ön bilgi verelim.
Bir insân velîler gibi rûhları hürleşmiş zâtların kabrine gidip aklından her ama herşeyi untup o zâtn rûhunu bir nûr gibi kalbindeymişcesine düşünürse bu iki rûh birbiriyle karşılaşır.
Bu velî o kişiye feyz(nûr) bırakır(Bizzat tahkiken hissedilir)
Bu nûr haram amallerden kaçılarak muhafaza edilir.Haramlarda(buda tahkîk edildidi) çok çabuk gider.
Yapımı şöyledir:
Velinin kabrinin yanına varılır, Fatiha 3 ihlas ve isteğe göre Yasin-Tebareke vs. okunup Önce Hz.Peygamber Aleyhisselâmın sonra Eshab-Ehli beyt "Aleyhimurrıdvan" gibi büyüklerin ve sonra o velînin rûhuna hediye edilir.Sonra gözler yumulur.Akıldan tüm ama tüm düşünceler sökülür, sadece o zât rûhu kalbte bir nûrmuşcasna düşünülür.Bir velî ölünce kınından çıkmış keskin bir kılıç gibidir.Feyzi daha kuvvetlenir fakat uzun sürelerde ve kısık kısık olur.Bu yüzden çok uzun süre sonunda bu işlemle nûr(feyz) gelir.Yapan birine 1.saatin sonunda geldi.Ama kalbinde 5-6 saat durdu.Sonra haramlar sonucunda düştü.Üstad Necip Fazıl Akşam Üstü başlayıp Akşam nûrun geldiğini bildiriyor.Uzun sabır ve tamamen boşaltılmş bir zihin gerekli.Yalnız nûr geldiğinde kalbte aşırı bir yanma hissi oluştuğundan kişinin sabretmesi gerekmektedir.Eskiden insânların görüp eleştirememsi için dervişler mezarlkta yatıp bunu yaparlarmış.Kimsenin olmayacağını kestirdiğiniz bir vakitte denemeniz gerekir, çünkü insanlar ayıplar.
Bu işlem nûr gelmeye başlaynca kesilmemelidir, kesilicek zamanı zâten siz anlarsınz.Muntazam yapılırsa Üveysilik ya'ni vefât etmiş bir velînin ruhuyla görüşüp bu şekilde onun talebesi olma gerçekleşir.
Hattâ rivâyet edilirki Beyâzıd-ı Bistami Kuddise Sirruh İmâm-ı Cafer Radıyallahu Teala Anhın mezârında bunu uzun süreler yaparak ona Üveysi olmuştur.
İmam-ı Şafii Radıyallahu Anh'da cevabını bulamadığı sorularda İmam-ı A'zamın mezârında bunu yaparak cevâba eriştiği bidirmektedir.
Lâşekî